“Siz Hâtem-ül enbiyâ'ya gidin!"

27/11/2022 Pazar Köşe yazarı A.U

İbrâhim bin Edhem hazretleri anlatır:

Mahşerin sıkıntısı dayanılmaz hâl alınca, ehl-i mahşer Âdem Nebî'ye varıp;

“Ey babamız! Hâlimiz pek fenâdır. Ne olur bize şefaat et ki, hesâbımız başlasın” diye yalvarırlar.

Âdem Nebî onları dinler.

Ve kendini geri çekip;

“Siz Nuh Peygambere gidin!” buyurur.

Mahşer halkı Nuh Nebî'ye giderler.

Ve kendisine;

“Yâ Nuh! Ne olur, sen bize şefaat et ki, Rabbimiz hesâbımıza baksın” derler.

O da geri çekilip;

“Sizİbrâhim Peygambere gidin!” buyurur.

Onlar, İbrâhim Peygambere varırlar.

Ve selâm verip;

“Yâ İbrâhim! Sen Allahın dostusun. Bize şefaat et ki, hesâbımız başlasın” derler.

O da özür dileyip;

“Siz Mûsâ Peygambere gidin!” der.

Ehl-i mahşer, bir ümitle Mûsâ Nebî'ye varır ve şefaat etmesi için yalvarırlar.

O da özür dileyip;

“Siz Îsâ Nebî'ye gidin!” buyurur.

Bu defâ Hazret-i Îsâ'ya varıp yalvarırlar.

O da kendini geri çekip;

“Siz Hâtem-ül enbiyâ'ya gidin. Çünkü peygamberlerin en üstünü O’dur. Ümit ederim ki, O şefaat eder” buyurur.

Sevinip ümitlenirler.

Ve Onun huzûruna varıp;

“Yâ Muhammed! Senden başka gidecek kimsemiz kalmadı. Ne olur, sen şefaat et ki, hesâbımız başlasın. Hak teâlâ ne hüküm verirse râzıyız” diye yalvarırlar.

Efendimiz şefaat eder.

Ve sıkıntıdan kurtulurlar...