Müctehid yanılsa bile bir sevap kazanır!..
06/12/2025 Cumartesi Köşe yazarı V.T
Müctehid, bir işin nasıl yapılacağını anlamaya
çalışırken yanılırsa, günah olmaz...
Ömer bin Muhammed Zebîdî hazretleri Şafiî mezhebi
âlimlerindendir. 801 (m. 1398) senesinde Yemen’in Zebîd beldesinde doğdu. 887
(m. 1482) senesinde Yemen’de vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Allahü teâlâ ve Peygamberi, müminlere merhamet ettikleri için,
bazı işlerin nasıl yapılacağı, Kur'ân-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde açık
bildirilmedi. [Açıkça bildirilse idi, öylece yapmak farz ve sünnet olurdu.
Farzı yapmayanlar günaha girer, kıymet vermeyenler de kâfir olurdu. Müminlerin
hâli güç olurdu.]
Böyle işleri, açık bildirilmiş bulunanlara benzeterek işlemek
lâzım olur. Din âlimleri arasında, işlerin nasıl yapılabileceğini, böyle
benzeterek anlayabilenlere, (Müctehid) denir. Müctehidin, bir işin nasıl
yapılacağını anlamak için, son gayreti ile uğraşarak görüşüne, doğruya en yakın
zannına göre amel etmesi, kendine ve ona uyanlara vâcib olur. Yâni, âyet-i
kerimeler ve hadis-i şerifler, böyle yapmayı emretmektedir.
Müctehid, bir işin nasıl yapılacağını anlamaya çalışırken
yanılırsa, günah olmaz. Sevap olur. Uğraşmasının sevabını kazanır. Çünkü,
insana gücü, kuvveti yettiği kadar çalışması emrolundu. Müctehid yanılırsa,
çalışması için bir sevap verilir. Doğruyu bulursa, on sevap verilir. Eshâb-ı
kirâmın hepsi büyük âlim, yâni müctehid idiler. Bunlardan sonra gelenler
arasında, ilk zamanlar ictihâd yapabilecek büyük âlim çok idi. Bunların her
birine nice kimseler uyardı. Zamanla, bunların çoğu unutularak, Ehl-i sünnet
içinde, yalnız bu dört mezhep kaldı. Sonraları, olur olmaz kimseler çıkıp da,
müctehidim diyerek, bozuk fırkalar çıkarmamaları için, Ehl-i sünnet, bu dört
mezhepten başka mezhebe uymadı.
Bu dört mezhepten her birine, Ehl-i sünnetten milyonlarla kimse
uydu. Dört mezhebin îtikadı bir olduğundan, birbirine yanlış demez, bid'at
sahibi, sapık bilmezler. Doğru yol, bu dört mezheptedir deyip, her biri kendi
mezhebinin doğru olmak ihtimali daha çoktur bilir. İctihâd ile anlaşılan
işlerde, İslâmiyetin açık emri bulunmadığı için, bir adamın mezhebi yanlış olup
da, diğer üç mezhepten birisinin doğru olmak ihtimali var ise de, herkes (Benim
mezhebim doğrudur, yanlış olmak ihtimali de vardır ve diğer üç mezhep
yanlıştır, doğru olmak ihtimali de vardır) demelidir. Böylece, haraç, sıkıntı
olmadıkça, bir işi bir mezhebe göre, başka bir işi de başka mezhebe göre
yaparak, dört mezhebi karıştırmak câiz olmaz.


