Gönlünde hep şehit olmak vardı...

15/12/2021 Çarşamba Köşe yazarı A.U

Abdullah bin Cahş, Uhud Harbinde Sa'd bin Ebî Vakkas'a dedi ki:

“Yâ Sa’d! Sen duâ et, ben (âmin) diyeyim. Ben de duâ edeyim, sen (âmin) de.”

O da “Peki” dedi.

Ve şöyle duâ etti:

“Yâ ilâhî! Bileğime kuvvet ver. En zorlu kâfirleri çıkar karşıma. Hepsini öldüreyim. Sonra gâzi olarak geri döneyim.”

Abdullah “Âmiiin!” dedi.

Sonra da kendi duâ etti:

“Yâ ilâhî! koluma kuvvet ver. En zorlu kâfirlerle döğüşüp hepsini öldüreyim. Sonra şehîd olayım. Kâfirler, burnumu kulağımı ve dudaklarımı kessinler! Sen, bana; (Burnunu, kulağını ne yaptın?) diye sorunca, (Yâ Rabbî! Onlarla çok günahlar işledim. Onun için huzûruna getirmeye utandım) diyeyim.”

Hazret-i Sa’d söz vermişti.

İstemeyerek “Âmin” dedi.

Kılıçları çekip daldılar düşmana.

Abdullahın kılıcı kırıldı

Efendimiz ona bir hurma dalı verip;

“Al, bununla savaş!” buyurdu.

O dal, (Kılıç) oldu ânında.

Çok geçmeden yaralandı!

Vücûduna yüzlerce kılıç inip kalktı.

Ve kanlar içinde yere yıkıldı!

Duâsı kabul olmuştu.

Hazreti Hamza’nın yanına defnedildi...