Kur’ân-ı kerimden sonra fıkıh öğrenmek lazımdır
28/07/2025 Pazartesi Köşe yazarı V.T
Farzlardan sonra ibadetlerin en kıymetlisi, ilim ve
fıkıh öğrenmektir
Şemseddîn Bisâtî hazretleri
Mâlikî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 760 (m. 1359) senesinde Mısır’da Bisât
kasabasında doğdu. Kahire’ye yerleşti. İlim öğrenmeye orada devam etti. Meşhur
âlimlerden oldu. Mısır Kâdı’l-kudâtlığına getirildi. 842 (m. 1439) senesinde
Kahire’de vefat etti. Fetvalarında buyurdu ki:
“İbadetleri yapan kimse, imanında
şüphe eder ve günahım çoktur, ibadetlerim beni kurtarmaz diye düşünürse,
imanının kuvvetli olduğu anlaşılır, imanının devam edeceğinden şüphe eden kâfir
olur. Böyle şüphe etmeği beğenmezse, mümin olduğu anlaşılır.”
“Kur’ân-ı kerimden bir miktar
ezberledikten sonra, fıkıh öğrenmek lazımdır. Çünkü Kur’ân-ı kerimin hepsini
ezberlemek farz-ı kifayedir. Lazım olan fıkıh bilgilerini öğrenmek ise, farz-ı
ayndır. Muhammed bin Hasen buyurdu ki: Her Müslümanın haramları, helalleri
bildiren iki yüz bin fıkıh bilgisini öğrenmesi lazımdır. Farzlardan sonra
ibadetlerin en kıymetlisi, ilim ve fıkıh öğrenmektir.”
“Allahü teâlânın ismini işitince
ve söyleyince, “Celle celâlüh” veya “Teâlâ” yahut “Tebâreke”, “Sübhânallah”
diyerek saygı göstermek vaciptir. Tekrar edince de, yalnız söylemeyip, Allahü
teâlâ demek müstehaptır. Yanî, Allahü teâlânın isminden sonra tazîm, saygı
gösteren bir kelime de söylemelidir.”
“Babası hasta olan kadın, bakacak
kimse bulunamazsa, zevcinden izinsiz gidip, babasına hizmet eder. Zimmî baba da
böyledir. Zengin olan oğul, zengin olan babasına bakmaya mecbur değildir.”
“Fısk (günah olan şey) anlatan
şiir dinlemek mekruhtur. Günah işlemeği düşünmek günah olmaz, işlemeğe karar
verirse, yalnız karar vermek günahı yazılır, işlemek günahı yazılmaz. Küfr ve
küfre sebep olan şeyler böyle değildir. Bunlara karar verince imansız olur.
Kâfir olan anaya ve babaya hizmet etmek, nafakalarını vermek, ziyaretlerine
gitmek lazımdır. Küfre sebep olan şeyleri yaptıracaklarından korkulursa,
ziyaretlerine gitmemelidir. Kâfirlerle birlikte yiyip, içmek, bir iki kere
caizdir. Her zaman ise, mekruh olur. Ücret karşılığı, şarap yapmak için üzüm
sıkmak mekruhtur.”
“Fakirlere zekât
vermek için zenginlerin vekili olan kimse, topladığı zekâtları birbirleri ile
karıştırınca, hepsi kendi mülkü olur. Fakirlere kendi malından sadaka vermiş
olur. Zenginlerin zekâtları verilmiş olmaz. Zenginlerden aldıklarını onlara
ödemesi lazım olur. Fakirler, önceden bu kimseye izin vermiş olsalardı, onların
vekilleri olarak toplamış olur, fakirlerin mallarını birbirleri ile karıştırmış
olurdu ve zekâtlar verilmiş olurdu.”
