"Bu, yolunu aydınlatır!"

31/03/2021 Çarşamba Köşe yazarı A.U

Bir gün Sevgili Efendimiz yatsı namazını kıldılar bir sahâbîyle.

O zâtın evi uzak, hava kapalıydı.

Ona bir hurma dalı verdiler.

Ve buyurdular ki:

“Bu, senin yolunu aydınlatır.”

O sahâbî, o dalı eline aldı.

Dal, bir anda "Fener" oldu.

Ve eve kadar yolunu aydınlattı...

● ● ●

Ukayl bin Ebî Tâlip radıyallahü anh, Efendimizle sefere çıktılar.

Hava çok sıcak ve bunaltıcıydı.

Bir dağın eteğine geldiler.

Susuzluk, had safhaya vardı.

Hazret-i Ukayl yürüyemiyordu.

Resûlullaha arz etti ki:

“Çok susadım yâ Resûlallah!”

Öyle ki, artık yürüyemiyorum.”

Efendimiz, buyurdular ki:

“Öyleyse git, şu dağa söyle, sana biraz su versin!”

O, hiç tereddüt etmedi.

Yüzünü dağa doğru dönüp:

“Ey dağ! Resûlullah Efendimiz, bana su vermeni emrediyor” diye seslendi.

Koca dağ, dile gelip dedi ki:

“Resûlün emri, başım gözüm üstüne. Ancak Ona arz et ki, hiç suyum kalmadı.”

Hazret-i Ukayl sordu:

“Niçin suyun kalmadı?”

Dağ yine seslendi ki:

“Hani bir âyet-i kerime gelmişti.

İşte, o âyette buyuruluyordu ki:

(Ey insanlar! O ateşten korkun ki, onu, müşriklerle taşlar tutuşturur.)

İşte bahsi geçen o taşlar, benim taşlarım olursa, diye ağlamaktan suyum kalmadı” dedi.