Namaz, ruhun gıdası kalbin şifasıdır

02/12/2018 Pazar Köşe yazarı S.K

İnsanın Allahü teâlâya en yakın bulunduğu zaman, namaz kıldığı zamandır. Bütün ibâdetler insanı namaz kılabilecek bir hâle getirmek içindir.
 
İslamın beş şartı, Müslümanlara farz olan muhakkak yapılması gereken beş vazifedir. Bunlar: 1- Kelime-i şehadet getirmek yani iman etmek. 2- Namaz kılmak. 3- Zekât vermek. 4- Oruç tutmak. 5- Hacca gitmek.
İslam âlimlerinin büyüklerinden ve evliyanın baş tacı olan İmam-ı Rabbani hazretleri  buyuruyor ki: “İslâmın bu beş temelini, bir kimse hakkı ile yaparsa, Cehennemden kurtulması kuvvetle umulur. Bu beş şarttan en mühimi, namazdır ki, dinin direğidir. Bütün ibadetleri kendinde toplamıştır. Namaz İslamın beşte bir parçası ise de, bu toplayıcılığından dolayı yalnız başına Müslümanlık demek olmuştur.
Namaza dururken, (Allahü Ekber) demek, (Allahü teâlânın, hiçbir mahlukun ibadetine muhtaç olmadığını, her bakımdan hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını, insanların namazlarının, ona faydası olmıyacağını) bildirmektedir. Namaz içindeki tekbirler ise, (Allahü teâlâya karşı yakışır bir ibadet yapmaya, liyakat ve gücümüz olmadığını gösterir. Rükudaki tesbihlerde de bu mana bulunduğu için, rükudan sonra, tekbir emrolunmadı. Halbuki secde tesbihlerinden sonra emrolundu. Çünkü secde tevazu ve aşağılığın en ziyadesi ve zillet ve küçüklüğün son derecesi olduğundan, bunu yapınca, hakkıyla, tam ibadet etmiş sanılır. Bu düşünceden korunmak için, secdelerde yatıp kalkarken, tekbîr söylemek sünnet olduğu gibi, secde tesbihlerinde (a’lâ) demek emrolundu.
Namaz kılan bir kimse, Rabbine yalvarmakta ve O’nun büyüklüğünü ve Ondan başka her şeyin, hiç olduğunu görmektedir. Bunun için, namazda korku, dehşet, ürkmek hâsıl olacağından, teselli ve rahat bulması için, namazın sonunda, iki defa selam vermesi emir buyuruldu.
Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bir hadis-i şerifte, (Farz namazdan sonra 33 tesbîh, 33 tahmid, 33 tekbîr ve bir de tehlil) emretmiştir. Bunun sebebi, namazdaki kusurlar tesbih ile örtülür. Lâyık olan, tam ibâdet yapılamadığı bildirilir. (Tahmid) ile, namaz kılmakla şereflenmenin, O’nun yardımı ile olduğu bilinerek, bu büyük nimete şükredilir, hamdedilir. (Tekbir) ederek de, Ondan başka ibâdete lâyık kimse olmadığı bildirilir.
Dünyada insanın Allahü teâlâya en yakın bulunduğu zaman, namaz kıldığı zamandır. Dünyadaki bütün ibâdetler insanı namaz kılabilecek bir hâle getirmek içindir.
Namâz vardır ki, kırık kalpleri zevkle doldurur. Namaz vardır ki, günahları yok eder. İnsanı kötülükden korur. Hadîs-i şerîfde, (Namaz, kalbimin neş’esi ve sevinç kaynağıdır) buyuruldu. Namaz, üzüntülü ruhlara lezzet verir. Namaz, ruhun gıdasıdır. Namaz, kalbin şifasıdır."
Hülasa namazlarımızı kılmaya çok dikkat etmeli, bir namazı kaçırmamaya çok gayret göstermeliyiz. “Namazı zayi eden, kaçıran başka din işlerini de kaçırır.”