“Başarının üç şartı vardır”

06/12/2025 Cumartesi Köşe yazarı A.U

Seyyid Abdülkâdir hazretlerinin yaşadığı Mültan şehrinde bir “kemik hastalığı” yayılmıştı.

Yakalanan ölüyordu.

Bu zâtın talebesinden Gıyâseddîn adında bir genç bir gece Peygamber Efendimizi gördü rüyâsında.

Resûl-i ekrem, ona bir tüylü kanat verip;

“Bu kanadı, seyyid Abdülkâdir'e ver. Hasta olan bir uzva bunu dokundurur ve o hastaya on İhlâs-ı şerîf okursa Hak teâlâ şifâ yaratır” buyurdu.

Gıyâseddîn uyandı...

Tüylü kanat elindeydi.

Seyyid Abdülkâdir hazretleri de böyle bir rüyâ gördü aynı gece. Sevgili Efendimiz ona da;

“Ey oğlum! Sana Gıyâseddîn'le bir tüylü kanat gönderiyorum. Onu, hastalara tatbîk edersen, Hak teâlâ şifâ verir” buyurdu.

O günden sonra o hastalık artık görülmedi o beldede...

● ● ●

Bu zât, bir gün bâzı sevdiklerine;

“Ben gıybet etseydim, annemin babamın gıybetini yapardım” buyurdu.

“Niçin efendim?” dediler.

“Hiç olmazsa onların günahlarını alırdım. Onlara bir iyiliğim dokunurdu” buyurdu.

● ● ●

Bir sohbetinde de; “Başarının üç şartı vardır” buyurdu.

“Onlar nedir?” dediler.

Cevâbında;

“Sevgi, itâat ve ihlâstır... İhlâsla yapılan, âhirete gider. İhlâssız yapılansa dünyâda kalır” buyurdu.