"Üç Aylar" yaklaşırken...
15/12/2025 Pazartesi Köşe yazarı R.A
21 Aralık 2025 [01 Recebü’l-ferd 1447] Pazar
günü, mübârek "Üç Aylar"ın ilki olan Recebül-ferd ayına kavuşacağız
inşâallah...
Önümüzdeki 21 Aralık 2025 [01 Recebü’l-ferd 1447] Pazar günü,
mübârek "Üç Aylar"ın ilki olan Recebül-ferd
ayını, 25 Aralık 2025 Perşembe günü ise (05 Receb 1447) Recep ayının ilk Cuma
gecesi olan mübârek Regâib Kandilini idrâkle şerefleneceğiz...
Dînî
literatürümüzde, aylarla ilgili 3 önemli ıstılâh (ta’bîr, terim) vardır:
Bunlardan birincisi: “Eşhür-i hurum” denilen “Harâm
aylar” ki bunlar “Muharrem el-Harâm”, “Recebü’l-ferd”,
“Zil-ka’de” ve “Zil-hicce” aylarıdır.
Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurulmuştur ki:
“Allah’ın,
gökleri ve yeri yarattığı günden beri, Allah’ın katında, Allah’ın kitâbında,
ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü, harâm [hürmetli] olan
aylardır…” [Tevbe, 36]
Bir hadîs-i şerîfte de şöyle buyurulmuştur:
“Harâm
aylar, Muharrem, Receb, Zilka’de ve Zilhicce aylarıdır.” [İbn-i
Cerîr]
Dînî terimlerden ikincisi: “Eşhüru’l-hac” denilen “Hac
ayları”dır; bunlar da “Şevvâl eş-şerîf”, “Zil-ka’de” ve “Zil-hicce” aylarıdır.
Bir âyet-i kerîme meâli de şöyledir:
“Hac
(ayları), bilinen aylardadır…” [el-Bakara, 197] Ya’nî “Şevvâl”,
“Zil-ka’de” ve “Zil-hicce” aylarıdır.
Üçüncüye gelince, bugünkü konumuzla esâs ilgili olan terim odur.
O da, “Eşhür-i selâse” ya’nî “Üç
ay”lar terimi.
Halkımız arasında “Üç Ay”lar diye anılan “Recebü’l-ferd”,
“Şa’bânü’l-muazzam” ve “Ramzânü’l-mübârek” aylarının,
İslâm dîninde özel yerleri vardır.
Bilindiği üzere, bazı mekânlar emsâline göre daha mukaddes; bazı
insanlar akrânına nisbetle daha muhterem kılınmış oldukları gibi, bazı zamanlar
da, benzerlerine nazaran daha kudsî, daha mukaddes, daha mübârek kılınmışlardır.
Nitekim altın madeni bakır, demir ve kömür gibi madenlerden çok
kıymetlidir. Kezâ yâkût taşı diğer normal taşlardan çok üstündür. Bunun gibi
gül çiçeği de, öbür çiçeklere göre çok daha değerlidir.
1-
Emsâline göre daha mukaddes olan mekânlar konusunda kısaca şunları
söyleyebiliriz:
Mekke-i
mükerreme, Ka’be-i muazzama, Mescid-i Harâm bi-zâtihî şerefli kılınmış;
Medîne-i münevvere Peygamber Efendimizle nûrlanmış ve şereflenmiştir.
“Şerefü’l-mekân bi’l-mekîn (Mekânın şerefi içindekiler sebebiyledir)” sözü
bazı mekânların, neden şereflendiğini ifâde ediyor.
Bilindiği gibi, Ka’be-i Muazzama [veya Ka’be-i Şerîfe], bütün
Müslümânların kıblegâhı olup, günde en az beş vakit, kendisine yöneldiğimiz,
yeryüzünde âlemlere bereket ve hidâyet kaynağı olarak, insanlar için kurulan
ilk binâdır.
Mukaddes
mekânların başında, sırasıyla 1- “Mekke-i Mükerreme” ve
içerisindeki “Ka’be-i Muazzama” ve onun etrâfındaki
“Mescid-i Harâm”; 2-“Medîne-i Münevvere” ve
içerisindeki “Mescid-i Nebevî” ve “Ravda-i mutahhara”; 3- “Kuds-i
Şerîf” ve içerisindeki “Mescid-i Aksâ”; 4-
Medîne’deki “Mescid-i Kubâ” olmak üzere, Allahü teâlâya
ibâdet edilen bütün câmi ve mescidler, O'nun Kelâm-ı İlâhîsi ile emir ve
yasaklarının öğretildiği yerler gelir. [Yarın inşâallah konumuza devâm edelim.]


