"Hayâ edilmeyen işte hayır yoktur..."
21/07/2025 Pazartesi Köşe yazarı V.T
“Büyüğe saygı göstermeyen, küçüğe şefkat etmeyen ve iyiliği emredip,
kötülükten sakındırmayan bizden değildir.”
Kâsım bin Muhammed Berzâlî hazretleri hadîs ve fıkıh
âlimidir. 665 (m. 1267) senesinde Şam’da doğdu. İlk tahsilindn sonra ilim öğrenmek
için Haleb, Mısır, Mekke, Medine ve birçok yerleri dolaştı. Büyük âlimlerden
fıkıh, kırâat öğrendi, hadîs-i şerîf dinledi. Hocalarının sayısı ikibin kişiye
ulaştı. Bu hocaların bin adedinden icâzet aldı. Şam’a gelerek, çeşitli
medreselerde müderrislik yaptı. 713 (m. 1339) senesinde hacca giderken yolda
Halis denilen yerde vefât etti.
Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
Bir gün Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve
sellem) Eshâbına buyurdu ki: “Eshâbım! Allahü teâlâdan tam bir şekilde
hayâ ediniz.” Eshâb-ı kirâm dediler ki: “Yâ Resûlallah bizim hepimiz
Allahü teâlâdan utanırız.” Peygamber Efendimiz buyurdu ki: “Hayâ bu
değildir. O kimse ki Allahü teâlâdan tam bir şekilde hayâ eder. Gözünü,
kulaklarını ve diğer uzuvlarını haramlardan, bâtınını ve fercini haram ve
zinâdan korur, ölümü hatırlar, âhıreti diler, dünyânın süs ve zînetlerini terk
eder ise, hakîkatte bu kimse Allahü teâlâdan hayâ etmiştir.”
"Hayâ güzel bir huydur ki dinimizce iyi
olduğu bildirilmektedir. Haktan ve insanlardan hayâ etmelidir.
Hayâ edilmeyen işte hayır yoktur."
“Bir kimse, insanların gördüğü yerde namazı güzel
kılıp, yalnızken namazı önemsemezse, Rabbini de önemsememiş olur.” “İnsanı
tehlikeye düşüren şeyler; benimsenen cimrilik, arkasından gidilen nefsânî
arzular ve kişinin kendisini beğenmesidir.”
“İlim öğrenirken ölen kimse, o kadar yükselmiş olarak
Allahü teâlâya kavuşur ki, kendi ile peygamber arasında sâdece peygamberlik
derecesi kalır.”
“Yalnız iki kişiye gıpta edilebilir: Biri; Allahü
teâlânın mal verdiği ve hak yolda harcamaya muvaffak kıldığı kimse, diğeri ise;
Allahü teâlânın Kur’ân-ı kerîmi ve hadîs-i şerîfleri anlama gücü verip de,
onunla amel eden ve bunları başkalarına da öğreten kimsedir.”
“Kişinin kendisinden sonra bıraktığı şeylerin en
hayırlısı şu üç şeydir: İlki; kendisine duâ eden sâlih çocuk, ikincisi; sevâbı
kendisine ulaşan sadaka. Üçüncüsü; ölümünden sonra amel edilen ilmî eserler ve
talebeleri.”
“Büyüğe saygı göstermeyen, küçüğe şefkat etmeyen ve
iyiliği emredip, kötülükten sakındırmayan bizden değildir.”
“Kim Allahü teâlânın rızâsından başka
bir gaye ile ilim öğrenirse veya ilmini dünyâ menfaatine âlet ederse,
Cehennemde yerini hazırlasın.”
