"Bir kapı kapanırsa başkası açılır"

03/08/2019 Cumartesi Köşe yazarı A.U

Büyük velîlerden Atâ el-Ezrak hazretlerine, hanımı, pazardan bâzı ihtiyaçlarını temin etmesi için iki dirhem para verdi.

Bu zât, pazara varınca, ağlayan bir “köle” gördü.

Acıdı zavallıya.

Ve ona sordu ki:

"Niye ağlıyorsun?"

Köle, şöyle anlattı:

"Efendim bana iki dirhem verdi.

Pazardan bir şeyler alacaktım.

Fakat, paramı kaybettim.

Şimdi ben ne yapacağım?”

Atâ el-Ezrak, kendi iki dirhemini ona verip;

"Bir kapı kapanırsa başkası açılır" dedi.

Kendi parasız kaldı.

Tanıdığı bir marangoz dostu vardı. Ona gitti.

Bu hâlini arz etti.

Marangoz ona;

"Şu talaşlardan al, eve götür. Belki işine yarar. Sana verecek başka da bir şeyim yok" dedi.

O talaşları aldı.

Evine bıraktı.

Ve hanımına görünmeden mescide gitti.

Namazını edâ etti.

Sonra, evine gitti.

İçeri girdiğinde, hanımının “ekmek pişirmekte” olduğunu gördü.

Ve ona sordu ki:

"Unu nerden buldun?"

Hanımı cevâben;

“Senin getirdiğin un çok güzelmiş, hep bundan al" dedi.