Rabbimiz dilediğine iman nasip eder...
24/09/2025 Çarşamba Köşe yazarı H.Y
Kur'ân-ı kerimde buyuruldu ki: "Allah,
dilediğine hidayet verir (İslamiyet’e ulaştırır), dilediğini dalalette
bırakır."
Hidayet, hakkı hak, batılı
batıl olarak görüp doğru yola girmek, doğru yola iletmek, dalâletten ve batıl
yoldan uzaklaşmak, iman etmek, Müslüman olmak, yol gösterici, Kur’ân, tevhid
gibi anlamlara gelir.
Hidayet, doğru yolu gösterme, Allahü teâlânın
razı olduğu yolda bulunma, cenab-ı Hakkın insanın kalbinden her sıkıntı ve
darlığı çıkarıp, yerine rahatlık, genişlik verip, kendi emir ve yasaklarına
uymada tam bir kolaylık ihsan etmesi ve kulun rızasını kendi kaza ve kaderine
tâbi eylemesi demektir. İhtidanın manası da hidayete erme demektir, yani
Müslüman olma, din olarak İslamiyet'i seçme. Kur'ân-ı kerimde buyuruldu
ki:
(Hidayet ancak Allah’ın
hidayetidir [Doğru yol, ancak Allah'ın
yoludur].) [Bekara120]
(Allah, dilediğine hidayet
verir [İslamiyet’e ulaştırır],
dilediğini dalalette bırakır.) [İbrahim 4]
***
Bilâl-i Habeşî “radıyallahü anh”
hazretleri bir gün mescidde oynuyormuş da, Hazret-i Ömer “radıyallahü anh”
gelmiş;
-“Ya Bilâl burası câmi, ne
yapıyorsun sen?” demiş. O da;
“Câminin sâhibi orada oturuyor,
sana ne?” diyerek Peygamber Efendimizi “sallallahü aleyhi ve sellem”
göstermiş...
Başka yerde Hazret-i Ömer’e bunu
söylemek mümkün değil. Başlamış gülmeye. Gelmiş Peygamber Efendimize;
-“Yâ Resûlallah! Bilâl’in hâlini
görüyor musunuz?” diye arz etmiş. Peygamber Efendimiz, Bilâl-i Habeşî’yi
çağırmışlar;
-“Yâ Bilâl! Niye oynuyorsun?” buyurmuşlar.
Bilâl-i Habeşî;
-“Neşe ve sevincimden yâ
Resûlallah... Cenâb-ı Hak size her şeyi verdi, bir şeyi vermedi. Onu vermediği
için Cenâb-ı Hakka şükrediyorum” demiş.
Peygamber Efendimiz de;
- “Cenâb-ı Hak bana neyi
vermedi?” buyurmuş.
Hazret-i Bilâl de;
-“Yâ Resûlallah! Hidâyet senin
elinde değil. Eğer herkesi Müslümân yapmak senin elinde olsaydı evvela bütün
akrabalarını ve Arabistan’ı Müslüman yapardın. Habeşli Bilal’e kim bilir kaç
yüz sene sonra sıra gelirdi. Ben Habeşliyim, siyâhım. Senin akrabaların seni
inkâr ederken, ben seni tasdîk ettim, îmân ettim. Ben Allahıma bundan dolayı
teşekkür ediyorum” diye arz etmiş.
***
İnsan icabında oğluna, kardeşine, hanımına söz geçiremez, hidayetine sebep olamaz. Nitekim Lût aleyhisselâmın hanımı Vâhile kâfirdi, Peygamber hanımı olduğu hâlde. Nûh aleyhisselâmın çocuklarından Ken’ân [Yâm] kâfirdi, babasına inanmadı. Bunlar olur, çünkü hidayet Allah’tan. Onun için dua ediyoruz, “Yâ Rabbî! Hidâyetini artır” diye. O taksim ediyor çünkü. O yaratmış, O yoktan var etmiş. Kimini Müslüman yapıyor, kimini yapmıyor. Allah hepinize maddî ve manevî şifâ versin. Sonumuzu hayreylesin inşâallah. Âmin.
