Her adımına yetmiş sevap verilenler...

17/03/2019 Pazar Köşe yazarı V.T

“Bir mümin kardeşinin ihtiyacını karşılamak için giden kimseye, her adımı için yetmiş sevap verilir ve yetmiş günahı affolunur..."

 

İshâk bin Yûsuf el-Ezrâk hazretleri Tebe-i tâbiîndendir. Tabiînden hadîs-i şerîfler rivâyet etti. 117 (m. 735)’de Vâsıt şehrinde doğdu. 195 (m. 810)’da orada vefât etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:

“Azîz ve celîl olan Rabbim, Mekke vadisini altın yapıp emrime verilmesini bana bildirdi. Ben dedim ki: Ey Rabbim, bunu istemem. Bir gün aç, bir gün tok olarak yaşayayım, bu bana yeter. Acıktığım gün, sana tazarrû’ ve niyazda bulunurum. Doyduğum gün de sana hamd eder ve senada bulunurum.”

“Dört şey zorlukla elde edilir: Susmak ki, ibâdetin başlangıcıdır. Tevâzu, çok zikir ve az varlık ile yetinmektir.”

“İyi amel işlemeye, olanca gücünüzle gayret ediniz. Gafletinizden dolayı amelde kusur ederseniz, günah işlemekten sakınınız.”

“Bir amele devam ederken, hastalık bu amele mâni olursa, mümine Allahü teâlâ bir meleği vekîl bırakır. O da, amel etmiş sevâbını yazar.”

“Ümmetim için en çok korktuğum şey, açık riya ve gizli şehvettir.”

“Kıyâmet gününde azâbı en şiddetli olanlar, kendilerinde hayır olmadığı hâlde o süsü verenlerdir.”

"Birinizin kabına köpek ağzını soktuğu zaman, o kabı yedi sefer su ile ve bir sefer toprak ile temizlesin."

"Yaptığınız işler, kabirde olan yakınlarınıza ve tanıdıklarınıza bildirilir. İyi işlerinizi görünce sevinirler. Böyle olmayan işleriniz için, yâ Rabbî! Bizi doğru yola kavuşturduğun gibi, bu kardeşimizi de kavuştur. Ondan sonra, ruhunu al! derler."

"Ey insanlar! Ben Ebû Bekir'den razıyım. Bunu ona bildirin. Ey insanlar! Ben, Ömer, Ali, Osman, Talha, Zübeyr, Sa'd, Sa'îd, Abdurrahmân bin Avf'dan râzıyım. Bunu onlara bildirin. Ey insanlar! Eshâbım, bilhassa kayınpederlerim ve dâmâdlarım hakkında bana riâyet ediniz. Hiçbiriniz onlardan hak talep etmesin. Çünkü o haklar öyle haklardır ki, yarın kıyâmet günü bağışlanmazlar."

“Bir mümin kardeşinin ihtiyacını karşılamak için giden kimseye, her adımı için yetmiş sevap verilir ve yetmiş günahı affolunur. Onu sıkıntıdan kurtarınca, anadan doğmuş gibi günahlarından kurtarılır. Bu yardımı yaparken ölürse, hesapsız olarak Cennete girer.”

“Bir din kardeşinin sıkıntısını gidermek için, onunla hükûmete [mahkemeye] giderse, sırat köprüsünü ayağı kaymadan geçenlerden olur.”

“Mümin önce düşünür, sonra konuşur. Münafık, düşünmeden konuşur.”