Kurbân kesmeyenlerin mes'ûleyetleri

27/06/2023 Salı Köşe yazarı R.A

Peygamber Efendimiz, 2 hadîs-i şerîfinde: “Hasîslerin [cimrilerin] en kötüsü, (kesmesi vâcib olduğu hâlde) kurbân kesmeyendir”, “Hâli vakti yerinde olup da kurbân kesmeyen, namaz kıldığımız yere gelmesin” [Hâkim] buyurmuştur.

Hâli-vakti yerinde olan ve Allahü teâlânın emrine uyarak kurbân kesen, kendisini Cehennemden âzâd etmiş olur. Bir hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Sevâp umarak kurbân kesen, Cehennemden korunur.” [Taberânî]

Kurbân nisâbına mâlik olan ve gerekli diğer şartları taşıyan [ya’nî âkıl, bâliğ, mukîm, hür olan zengin] bir Müslümânın kurbân kesmesi vâciptir; zarûretsiz kurbân kesmemek günâhtır.

İhtiyâcı olan eşyâdan ve borçlarından fazla olarak, zekât nisâbı kadar mâlı, parası bulunan her hür Müslümânın kurbân bayramında kurbân kesmesi vâcip olur. Kurbân nisâbı hesâbına katılacak mâlın, zekâtta olduğu gibi ticâret için olması ve elinde bir yıl kalmış olması şartı yoktur.

İhtiyaç eşyâsı demek, kıymetleri ne kadar çok olursa olsun, bir ev, bir aylık yiyecek, her yıl üç kat elbise, çamaşır, evde kullanılan eşyâ ve âletler, binecek vâsıtası, meslek kitapları ve ödeyeceği borçlarıdır. Bu eşyânın mevcut olması şart değildir. Eğer mevcut iseler, nisap hesâbına katılmazlar.        

Ticâret için olmayan, ihtiyâcından artan eşyâ, kirâdaki evler, evindeki süs eşyâsı, yere serili olmayan halılar, kullanılmayan fazla ev eşyâsı, sanat ve ticâret âletleri, burada ihtiyaç eşyâsı sayılmaz. Bunlar kurbân için, nisap hesâbına katılır. Oturduğu ev büyük olsa, ihtiyâcından fazla, kullanılmayan odaları bile olsa nisâba dâhil edilmez.

Bilindiği üzere, “Kurbân”, “davar [koyun, koç, keçi ve anası gibi gösterişli olan 6 aylık kuzu], sığır [inek, dana, öküz, düve, boğa, tosun, manda] veya deveyiKurbân Bayramının ilk üç gününde [Şâfiî mezhebinde 4. günde de kesmek câizdir], kurbân niyeti ile kesmek” demektir.

Kurbânını, bir hayır kurumuna hediye etmek isteyen kimse, kurbân parasını, bu işle vazîfeli kimseye teslîm ederken, “Allah rızâsı için, bayram kurbânımı almaya ve aldırmaya, kesmeye ve dilediğine kestirmeye, etini ve derisini dilediğine vermeye seni umûmî vekîl ettim” der ve kalben de niyet eder. Vazîfeli de, “ben de vekâletini kabûl ettim” der. Vekâlet, mektupla, faksla veya telefonla da verilebilir. Kurbân kesmeye vekîl olan, zekât hâriç, sâhibinden ayrıca izin almadıkça veya “İstediğini yap” diyerek umûmî vekîl edilmedikçe, başkasını kendisine vekîl yapamaz. Umûmî vekîlse başkasını, o da bir başkasını vekîl yapabilir.

Birden çok kişiye vekâlet vermek sahîhtir. Bir işe vekîl olan iki kişiden biri, tek başına yetkili olamaz. Ancak emâneti vermede, borcu ödemede, kurbân kesme gibi işlerde, birisi tek başına yetkili olabilir. Çünkü bu işlerde vekîllerden birisinin, diğerinin görüşünü sormaya ihtiyâcı yoktur.