Dünya bir imtihan salonudur...
02/10/2025 Perşembe Köşe yazarı S.A
Hepimiz imtihandayız, imtihan sona erince salon terk edilir. Bizim de
imtihanımız biter bitmez buradan ayrılacağız...
Rabbimiz bizi zayıf ve aciz yaratmıştır. İnsanlar her
halükârda bir yerlerden medet umarlar. Karşılaştıkları ve karşılaşacakları
sıkıntılardan onları kurtaracak bir "el"
ararlar... Aradıkları bu "el" gerçekten onları kurtaracak
ve saâdete kavuşturacak "el" de olabilir; hiçbir işe
yaramayan, serâptan su bekleyenler gibi sukût-u hayale uğratacak olan "el"
de olabilir...
İnsanoğlu bu tapma ihtiyacı sebebi ile; çoğu zaman
kendi elleri ile "put"lar yapmışlardır. Barınacak evleri,
yiyecek gıdaları olmadığı hâlde put yapımına öncelik vermişlerdir... Daha
önce taş ve toprak olan cansızların ilâh olamayacağını ve onlara hiçbir fayda
veremeyeceğini putları yapanlar çok iyi biliyorlardı. Sadece tapınma
ihtiyaçlarını gideriyorlar ve kendilerini bir nebze de olsa tatmin ediyorlardı.
Hemen hemen bütün Peygamberlerin muhatapları "Putperestler"di.
Putlara tapmanın akıllı adamın yapacağı bir iş olmadığını bilmelerine rağmen...
Bize 'sırat-ı müstâkim'i gösterenler Peygamberlerdir
(aleyhimüsselâm). Gerçek mabud Rabbimizdir. Aklımızla bunu doğru bir tarzda
bilmemiz mümkün olmazdı.
Aklımızla Rabbimizin emir ve yasaklarını nasıl
bilebilirdik... Hangi şeylerden razı olduğunu, hangilerini sevmediğini nereden
öğrenebilirdik!
İmanın altı şartından biri olan meleklere nasıl iman
edebilirdik. Öldükten sonra tekrar dirileceğimizi ve yaptıklarımızdan hesaba
çekileceğimizi bize söylediler. Cennete giden yolu ve o yolda yürüyenleri
öğrendik, onları tanıdık. Cehenneme çıkan yolu da bildirdiler. Onun da
yolcularını tanıttılar. Hangi yolu ve hangi arkadaşları tercih edeceğimizi ise
bize bıraktılar.
Bize öğrettikleri çok önemli şeylerden bir tanesi de;
yaşamakta olduğumuz ve daha ne kadar yaşayacağımız belli olmayan dünya hayatı
tek gaye olmamalıdır. Gerçek hayatın ahiret hayatı olduğunu, orada sonsuz
kalınacağını bize apaçık bildirdiler.
Dünya bir imtihan salonudur. Hepimiz imtihandayız,
imtihan sona erince salon terk edilir. Bizim de imtihanımız biter bitmez
buradan ayrılacağız.
Yaşadığımız dünyada bizden önce başkaları yaşıyordu.
Bize bırakıp gittiler. Bizler de belli bir müddet yaşadıktan sonra gelecek
nesillere bırakıp gideceğiz. "Devre mülk" gibi... Ne kadar
gariptir ki, insanlar, bırakıp gidecekleri muhakkak olan dünyaya bu kadar önem
veriyorlar. Gidip kalacakları muhakkak olan yeri ise ihmâl ediyorlar.
Cennete giden yol Peygamberlere tabi olmaktan geçer.
Onları örnek alabilmemiz, onlar gibi yaşayabilmemiz için Rabbimiz onları
insanlardan seçti. Meleklerden bize Peygamber gelseydi işimiz çok zordu. Onlar
gibi olabilmemiz mümkün olmazdı. Çünkü onlar yemez içmez ve uyumazlar.
Peygamberler (aleyhimüsselâm) insandırlar fakat
derecesi en düşük olanı bile derecesi en yüksek melekten daha yücedir.
Velhasıl, akıllı olan kişi dinini
yaşayan, haramlardan sakınan insandır...
