İslamiyet, Allahü tealanın hak dinidir

17/06/2019 Pazartesi Köşe yazarı R.A

Allahü teâlâ, İslâm dînini, hayatın yürümesini, ihtiyaçların değişmesini karşılayacak, terakkîleri sağlayacak esaslar üzerine kurmuştur.

 

 

Dârul-Fünûn müderrislerinden yani eski İstanbul Üniversitesi Profesörlerinden Seyyid Abdülhakîm bin Mustafâ Arvâsî (rahmetullahi aleyh), “Râbıta-i şerîfe” kitâbında “İslâm Dîni” hakkında çok kıymetli bilgiler vermiştir. Biz, buraya, oradan (s. 57) bazı özet bilgiler almak istiyoruz.

“İslâm dîni, Allahü teâlânın, Cebrâîl ismindeki melek vâsıtası ile, sevgili Peygamberi Muhammed aleyhisselâma gönderdiği, insanların, dünyâda ve âhirette râhat ve mesut olmalarını sağlayan, usûl ve kâidelerdir. Bütün üstünlükler, faydalı şeyler, İslâmiyyetin içindedir. Eski dînlerin, görünür-görünmez bütün iyilikleri İslâmiyyette toplanmıştır. Bütün saadetler, muvaffakiyetler ondadır. Yanılmayan, şaşırmayan akılların kabul edeceği esaslardan ve ahlâktan ibârettir. Yaratılışında kusursuz olanlar, onu reddetmez ve ondan nefret etmezler. İslâmiyyetin içinde hiçbir zarar yoktur. İslâmiyyetin dışında da hiçbir menfaat yoktur ve olamaz. İslâmiyyetin hâricinde bir menfaat düşünmek, seraptan şerap  beklemek gibidir…”

Eğer Müslim ve gayrimüslim herkes, mukaddes İslâm dînini, insâfla ve dikkatli bir şekilde inceleyecek olurlarsa, göreceklerdir ki, “İslâmiyyet, insanların sevişmelerini, yardımlaşmalarını, kardeşçe yaşamalarını, memleketleri imâr, insanları terfîh etmeyi emreylemekte, Allahü teâlânın emirlerine saygı göstermeyi ve mahlûklara merhameti, toprağını, bayrağını sevmeyi, kanunlara itâat etmeyi, vergilerini vaktinde ve dürüst olarak ödemeyi istemektedir…”

Allahü teâlâ, İslâm dînini, hayatın yürümesini, ihtiyaçların değişmesini karşılayacak, terakkîleri sağlayacak esaslar üzerine kurmuştur. Diğer dînler, böyle değildir. Başka dînlerin hepsi bozulmuştur. Şimdi, hiç bozulmamış, Allahü teâlânın yegâne hak dîni olan İslâmiyet, Seâdet-i dâreyni, yani dünyâ ve âhiret saadetini câmidir; herkese karşı bir hak ve mesuliyet gözetmektedir. Her mahluka karşı mesuliyet yüklemektedir. İnsanların yardımlaşmalarını, birbirlerine hizmet etmelerini ehemmiyetle istemektedir.

İslâm dîni, ırk, milliyet, siyâsi inanç, lisân ve tahsîl seviyesi ayırt etmeksizin, her insanın şeref ve itibârına hürmet ettiği için, büyük başarı sağlamaktadır... Müslümânların adedi günden güne artmaktadır. Buna çok seviniyoruz; çünkü âhırette Cennet’e gidebilmek için Müslümân olmak şarttır. Dünyada bile, insanların ateşte yanmalarına gönlümüz râzı olmuyor; hattâ bir kedi veya köpek yavrusunu yangından kurtarmak için canını fedâ eden nice itfâiye erleri olmuştur. Bu bakımdan, âhirette insanların Cehennem’de yanmalarını istemiyoruz; onun için herkesin Müslümân olmasını cândan arzû ediyoruz.