Susan kurtuldu!..
09/10/2025 Perşembe Köşe yazarı S.A
Lokman Hakîm, oğluna buyurdu ki: "Yavrum! İnsanlar, güzel konuşmaları
ile iftihar ederken sen de, güzel sükûtunla iftihar et!"
Konuşabilme kabiliyeti, insanlara verilen en büyük
nimetlerden bir tanesidir. Hayvanların dili, bizim dilimizden çok daha büyük
olmasına rağmen onlar konuşamıyorlar...
Konuşmakla derdimizi daha rahat anlatabiliyoruz, ilim
öğreniyor ve öğretiyoruz. Daha sayılamayacak kadar çok faydaları var. Bunun
yanında, dilimizden dolayı büyük sıkıntılar da başımıza gelmiyor değil...
Dilin cirmi (kendisi) küçük
ama yaptığı şeyler büyüktür. İnsanı cennete de götürür, cehenneme de. Nice
insanlar yaptıkları konuşmalarla öldürülmüş veya yıllarca hapis yatmıştır.
Niceleri de, yaptıkları güzel konuşmalarla takdir toplamış, yüksek makamlara
çıkmış, büyük nimetlere kavuşmuştur.
İmanlı olabilmek için dahi -kalb ile tasdik ettikten
sonra- dil ile de ikrâr etmeden olmaz. Nazarı bile bize haram olan bir hanım,
bir sözle (nikâh akdi) helâlimiz oluyor, eşimiz oluyor, beraber yaşıyoruz.
Ağzımızdan çıkan ve küfre sebep olan bir sözden dolayı hem imanımızı, hem de
nikâhımızı tazelememiz lâzımdır...
Bunun için dilimize sahip olmalıyız. Konuşmaya
başlamadan, konuşacaklarımızı kontrol etmeliyiz. Söyleyeceğimiz söz, kendimize
veya başkasına bir fayda sağlayacaksa konuşmalıyız. Konuştuklarımız bir işe
yaramayacaksa boşu boşuna konuşmuş oluruz.
Akıllı adam, düşünür sonra konuşur. Ahmak ise, konuşur
sonra düşünür. Konuştuktan sonra iş işten geçmiştir, ok yaydan
çıkmıştır. Pişmanlık fayda vermez artık.
Mümkün olduğu kadar az konuşmalıyız. Çok konuşmak
ahmakların alâmetidir... Rabbimiz bize bir dil vermiş, iki de kulak,
üstelik dilimizi de iki kilitle kilitlemiş. Dişlerimizle dudaklarımız. Bu, şu
demektir; konuştuklarımızdan daha çok dinlemeliyiz...
Âlimin yanında susarsak, ilmimiz artar. Cahilin
yanında susarsak sabrımız artar. Çünkü cahil saçma sapan
konuşur, onu dinlerken sabretmek zorunda kalırız, bu da bizim olgunlaşmamıza
sebep olur.
Çok konuşanı pek sevmezler. İmam Malik hazretlerine
birinden bahsederler ve onu överler. İmam da, şöyle cevap verir:
-Doğrudur, değerli bir insandır. Ama bir aylık konuşmayı
bir günde yapıyor!..
Lokman Hakîm, bir gün oğluna şöyle nasihatte bulunur:
-Yavrum! İnsanlar, güzel konuşmaları ile iftihar
ederken sen de, güzel sükûtunla iftihar et!
Hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (Allah'a ve
ahiret gününe iman eden kimse, konuşmalarına dikkat etsin. Ya doğru konuşsun
veya sussun. Çünkü ağızdan çıkan bütün sözler melekler tarafından kaydedilir ve
hesabı da görülür.)
Gereksiz yere konuşmamalı ve bizi ilgilendirmeyen
soruları sormamalıyız... Dünyada iken birbirimize çok soru soruyoruz.
Mesela; "Adın nedir, kaç yaşındasın, ne iş yapıyorsun, tahsilin
nedir, yabancı dilin var mı, evli misin, kaç çocuğun var?" gibi
birçok soru... Kabre girdikten sonra sorular teke iner: "Amelin
nedir?"
Bugünkü yazımızı Resûlullah Efendimizin şu hadîs-i
şerifiyle bitirelim:
"Susan
kurtuldu."
