Müminler herkese hayır duâ eder...
26/07/2025 Cumartesi Köşe yazarı A.D
"Ben lanet etmek için, insanların azap çekmesi için gönderilmedim. Ben, herkese iyilik etmek için, insanların huzura kavuşması için gönderildim"
Müslüman için şeref; İslam’ın güzel ahlakını edinmek,
herkese iyilik ve hayır dua etmek, İslamiyet’e uymak, her mahlûka faydalı
olmaktır.
Önceki Peygamberler, kavimlerine lanet ettikleri
hâlde, Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) lanet
etmemiştir. Bir savaşta, kâfirlerin yok olması için dua etmesini
istediklerinde "Ben lanet etmek için, insanların azap çekmesi için
gönderilmedim. Ben, herkese iyilik etmek için, insanların huzura kavuşması için
gönderildim" buyurdu. Nitekim Kur'ân-ı kerimde mealen "Seni
âlemlere rahmet, iyilik için gönderdik" buyuruluyor. (Enbiya 107)
Müşrikler, Resulullah Efendimizin geçeceği yerlere diken döşerlerdi. Ama O, onlar için “Bilmiyorlar, bilseler böyle yapmazlar” der ve “Benim vazîfem, anlatmaktır” buyururdu. Bedduâ etseydi, hepsi taş olurdu. Çünkü Allahü teâlâ, onun dudaklarına bu yetkiyi vermişti.
***
Ma'rûf-i Kerhî hazretleri, sağlığında olduğu gibi
vefatından sonra da sıkıntılı kimselerin imdadına yetişen meşhur evliyadandır.
Bu mübarek zat, bir gün talebeleriyle hurmalıkta oturuyordu. Bu esnada Dicle
Nehri'nden bir kayık geliyordu. Kayıktaki birkaç genç, içip içip naralar
atıyorlardı. Bu hoş olmayan manzara karşısında talebeleri;
-Efendim, dua edin de Allahü teâlâ bu kendini
bilmezleri nehrinde boğsun, insanlar da böyle zararlı kimselerden kurtulsunlar,
dediler.
Talebelerinin bu sözleri üzerine kayıktakilere
şöyle dua etti:
-Yâ Rabbî! Sen bu kullarını dünyada neşelendirdiğin gibi
ahirette de neşelendir...
Talebeler bu duaya bir mana veremediler.
Kendisine sordular:
-Efendim, böyle dua etmenizin hikmetini
anlayamadık?
-Bekleyiniz söylediklerimin sırrı birazdan ortaya
çıkar...
Talebeler dikkatle onları takip etmeye başladılar.
Kayıktakiler kıyıya çıkınca, Ma'rûf-i Kerhî hazretlerini gördüler. Birden
ne yapacaklarını şaşırdılar. Daha o, kendilerine bir şey söylemeden,
ellerindeki sazı kırdılar, içkileri attılar. Huzuruna gelip tövbe
ettiler... Ma'rûf-i Kerhî hazretleri talebelerine dönüp buyurdu ki:
-Gördüğünüz gibi, herkesin istediği
oldu. Ne onlar boğuldu. Ne de kimse onlardan rahatsız oldu...
