Hindistân'ı Müslümânların fethi
02/12/2025 Salı Köşe yazarı R.A
Müslümânlar, Hindistân’a ilk olarak sekizinci
asırda gelmişlerdir. 712 yılında, Muhammed bin Kâsım’ın ordusu
Hindistân’a girmiştir.
Hindistân’ın
târihî seyrine kısa bir göz atacak olursak: Hindistân’ın
târihi hakkındaki sağlam bilgiler, “Aryalar”dan başlamaktadır.
Evvelâ, MÖ 2.000 yıllarında Himalayaları aşarak gelen “Aryalar”, “Dravitler”i
yenerek Hindistân’a yerleşmiş, Hindistân’da asırlarca sürecek bir hayât
tarzının temelini atmış; sonra Yunan istîlâları, İskender’in
saldırıları, Asoka dönemi, Mauryo İmparatorluğu meydâna gelmiştir.
Bu imparatorluğun yıkılmasından sonra, Hindistân’a hâkim olan Guptalar’ın
ülkedeki hâkimiyetine Hûn İmparatorluğu saldırıları
son vermiştir. Gupta Devri ve Hûnlar’dan
sonra, ülkede kurulan prenslikler dönemini [Harşalar,
Kuzey ve Güney Sülâleler Dönemlerini] görüyoruz.
Bunları Türk-Moğol Hâkimiyeti; sonra Arapların, Gaznelilerin,
Bâbür Devletinin fetihleri; [bunları müteâkıben de Memlûkler, Halacîler,
Tuğluklar, Lûdîler]; bilâhare Avrupalıların yerleşmeleri ve bugünkü
Hindistân’ın kurulması safhaları tâkib etmektedir.
***
Bu mukaddimeden sonra söylemek gerekirse, Müslümânlar,
Hindistân’a ilk olarak sekizinci asırda gelmişlerdir. 712
yılında, Muhammed bin Kâsım’ın ordusu Hindistân’a girmiştir. Bunu
müteâkiben ülkede, Müslümân Arap ordularının ve Gazneliler’in
fetihleri görülmektedir.
Gazneliler’in,
Sultân Mahmûd zamânında başlattıkları seferler, Muhammed
Gûrî Hân zamânında, Hindistân’ın tamâmının fethedilmesiyle
sonuçlanmıştır. [Bundan sonra, Hindistân bir haylî el değiştirmiş; 1206-1290
yıllarında Memlûkler, 1290-1320 yıllarında Halacîler,
1320-1413 yıllarında Tuğluklar ve 1526 yılına
kadar da Lûdîler Hindistân yönetimini ellerinde
bulundurmuşlardır.]
On
beşinci asır başlarında, bir ara Tîmûr Hân, ordusuyla Hindistân’ın büyük bir
kısmını topraklarına katmıştır. Tîmûr Hânın soyundan gelen Bâbür Şâh, bütün
Hindistân’ı fethederek “Gürgâniye (Bâbür İmparatorluğu) Devleti”ni kurmuştur.
Böylece Hindistân’da Türk-Hind İmparatorluğu başlamıştır. [Bilhâssa
Bâbür Şâhı ve Bâbür İmparatorluğu’nu muhakkak tanımak lâzım.]
Bu
devlet (Bâbür İmparatorluğu), İngilizler’in Hindistân’ı işgâline kadar, bölgede
3,5 asır (342 sene) hükümrânlığını sürdürmüştür.
[Avrupalılar’ın
Ümit Burnu’nu dolaşarak Hindistân’a ulaşmaları, 16. yüzyılda burada ilk ticâret
merkezinin kurulmasına yol açmıştır. Nihâyet İngilizler, Hindistân’ı işgâl edince,
ülkeye hâkim olmuşlar ve herkese, özellikle Müslümân
halka çok eziyet etmişlerdir. Bununla da kalmamışlar, kıymetli
hazîneleri alıp ülkelerine götürmüşler, böylece târihî eserleri de tahrip
etmişlerdir. [Hattâ bize mahallinde anlatılanlara göre,
Delhî’deki Saray’ın (Kırmızı Kale’nin) ve Agra’daki dünyânın 7 hârikasından
biri sayılan “Tâc Mahal”in bütün altın işlemelerini bile söküp götürmüşlerdir.
Şimdi, Londra’da British Museum’da sergilenmektedir.]
1906 yılında, “Svaraç
(kendi kendini yönetme)” sloganı ile bağımsızlık savaşı
başlatılmıştır. Bu arada, “Hindistân Müslümân Birliği” kurulmuştur. 1919 yılında, Mahatma
Gandhi ile birlikte Hindistân’da pasif direnme ve protesto
hareketleri başlamıştır. 1935’te ise, ilk Anayasa kabûl edilerek
parlamenter düzen kurulmuştur.
18
Temmuz 1947’de tâm bağımsızlığını kazanarak, dünyâ
devletleri tarafından tanınmıştır. “Hindistân Birliği” olan
devletin ismi, 26 Ocak 1950’de “Hindistân Cumhûriyeti” olarak
değiştirilmiş olup bugün de bu isimle anılmaktadır.


