Hayrola, derdin nedir?
25/07/2025 Cuma Köşe yazarı A.U
Bandırma'da yaşayan Hak dostlarından Ağlayan Dede’nin huzuruna
bir “köylü” gelip dert yandı bir gün;
“Çok sıkıntıdayım hocam.”
Mübarek zat sordu:
“Hayrola, nedir derdin?”
“Sormayın efendim… Birinden borç para almıştım. Bugüne
kadar ödeyemedim, bu borç yükünün altında eziliyorum. Gidecek hiç kimsem de
yok.” Büyük veli sordu:
“Borcun ne kadar?”
“On bin dirhem.”
Mübarek zat;
“Üzülme, inşallah hallederiz. Sen şimdi git, yarın
aynı saatte yine gel! Sultanın adamları o saatte burada olacaklar. Ben sohbet
ederken yanıma yaklaş ve bu kadar parayı iste benden” buyurdu.
Adamcağız:
“Peki hocam” dedi.
Ertesi gün geldi, bu zatın kulağına eğilip, on bin
dirhem parayı istedi.
Sonra geri çekilip, oturdu bir kenarda.
Onun bu hareketi, sultanın adamlarının dikkatini çekti
tabii. Çok da merak etmişlerdi tabii.
Sordular hemen:
“O adam sizden bir şey mi istedi?”
“Evet ya, zavallının borcu varmış ama ödeyemiyormuş.
Kimsesi de yokmuş garibin. Çaresiz gelip benden istedi.”
“Ne kadarmış borcu?”
“On bin dirhem.”
Sultanın adamları o kimseyi çağırıp
verdiler bu kadar parayı kendisine. Köylü, sevinçten uçuyordu.
