Uzun emel sebebiyle tövbeyi geciktirme!..

15/11/2018 Perşembe Köşe yazarı V.T

“Dünyadan nail olduğun (eline geçen) şeylerle sevinme, kaçırdığın şeyler için üzülme..."

 
Hamîd bin Ali İmâdî hazretleri fıkıh âlimidir. 1103 (m. 1691)’de Şam’da doğdu. Muhakkik, edip, ârif ve kâmil bir zât idi. 1171 (m. 1757)’de Şam’da vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:
Allahü teâlâ dünyâyı, âhiret saadetini kazanma yeri yapmıştır. Âhiret yolculuğunda, dünya binek gibi kullanılmalıdır. Bir hadîs-i şerîfte; “Dünya ne güzel binektir. Ona binin, o sizi âhirete ulaştırır” buyuruldu.
Akıllı ve zeki olan herkes, gayet açık olarak anlar ve bilir ki, dünya, âhiret saadetini kazanmaya, âhireti mamur etmeye vesiledir. Burada ömrünü, asıl olan bu maksada uygun olarak değil de, gelip geçeceği bir yolcunun konak yeri gibi olan dünyayı mamur etmek için harcayan kimse, elbette ki âhiretteki sonsuz saadetten mahrum olur. Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) Hazreti Ali’ye (radıyallahü anh) buyurdu ki: “Dünyadan nail olduğun (eline geçen) şeylerle sevinme, kaçırdığın şeyler için üzülme. Amel etmediği hâlde âhirette saadete ve mükâfata kavuşmak isteyenlerden, uzun emel sebebiyle tövbeyi geciktirenlerden olma.”
Taatin şartlarından birisi, riyayı terk etmektir. Hazreti Ali; “Hiçbir hayırlı ameli riya ile yapma” buyurdu. Hazreti Ali yine buyurdu ki: “Allahü teâlâyı tanıyan, O’na itaat eder. Şeytânı tanıyan ona âsi olur. Hakkı, doğru yolu tanıyan, O’na tâbi olur. Dünyayı tanıyan, onu terk eder. (Yani haramları, mekrûhları ve şüpheli şeyleri terk eder.) Dünyâya kıymet vermez ve ona düşkün olmaz. Âhıreti tanıyan da, onu kazanmanın yollarını arar.”
Lokman Hakîm oğluna nasihatinde buyurdu ki: “Ey oğul! Allahü teâlânın râzı olduğu şeylerden bahsedenlerle birlikte bulun. Eğer sen onlardan daha bilgili isen, ilmin ile onlara faydalı olursun. Onlar senden daha bilgili ise, sen onların bilgilerinden istifâde edersin. Böyle olunca, eğer Allahü teâlânın rahmetinden ve ihsânından onlara bir şey gelirse, onlarla birlikte o rahmet ve ihsâna sen de kavuşmuş olursun. Allahü teâlânın hoşnut ve râzı olduğu şeylerden bahsetmeyen kimselerle beraber olma. Böyle kimselerle beraber olma hâlinde, eğer sen âlim isen, onlar bu ilminden istifâde edemeyecekleri için, ilimle onlara faydalı olamazsın. Şayet ilim sahibi değilsen, seni büsbütün câhil yaparlar. Bu hâllerinden dolayı, onlara Allahü teâlânın laneti ve gadabı gelecek olursa, sen de onlarla birlikte helak olursun.”