Ziyarette dikkat edilecek hususlar
23/07/2025 Çarşamba Köşe yazarı O.Ü
Sual: Bir arkadaşı veya bir tanıdığı ziyarete gidildiğinde, nelere dikkat etmeli, nasıl hareket etmeli ve gelen misafiri nasıl karşılamalıdır?
Cevap: Bu konuda
Süleyman bin Cezâ hazretleri, Eyyühel Veled kitabında buyuruyor ki:
“Din kardeşini ziyarete gideceğin zaman, onun müsait,
uygun bir zamanını öğren, kendisinden bir söz al ve o zamanda ziyarete git, geç
kalma! Evine gireceğin zaman, kapı açık olsa bile, ondan izin iste ve izin
verdikten sonra içeriye gir, içeri girince, sağa sola bakma. İçeride haram
işleniyorsa, bir bahane ile oradan ayrıl! Salih bir kimse yemek ikram ederse,
yavaş ve adâbı ile ye! Fazla konuşma, dostunda fazla eğlenme, giderken, tevazu
ve selam ile ayrıl!
Tanıdığın bir Müslüman, sana gelince, elinden geldiği
kadar iyi ve tatlı karşıla, yemek ikram eyle! Kapıya çık, kendisini karşıla!
Selam verince, selamını al ve kendisine güzelce iltifatta bulunup: Efendim safa
geldiniz, hoş geldiniz, diyerek odanın baş tarafına oturmasını teklif eyle! Sen
aşağı tarafta otur! Dinden, ibadetten, haramların zararlarından ve
evliyânın hayatlarından anlat! Birşeyler öğret! Yemek yerken onu
utandırmamak için, sen de ye! Giderken, onu uğurla ve dua eyle!
Evine geçici salih bir misafir gelirse, onun hizmetini
iyice yap! Hemen yemeğini ver, belki acıkmıştır. Yanında fazla oturma, belki
yorgundur. Yatmadan önce, kıbleyi, helayı, seccadeyi ona göster, abdest
havlusunu ve diğer ihtiyaçlarını temin eyle! Sabah olunca, sabah namazına
kaldır ve cemaat hâlinde beraber kılınız! Erkence yemeğini hazırla, gideceği
yol belki uzundur.”
Sual: Bir kimse, kendisine bir tek hadis-i şerifi
rehber edip ona göre amel edebilir mi?
Cevap: Bu konuda İmâm-ı
Şiblî hazretleri buyuruyor ki:
“Dörtyüz hocadan ders okudum. Bunlardan dörtbin
hadis-i şerif öğrendim. Bütün bu hadislerden bir tanesini seçip kendimi ona
uydurdum, çünkü kurtuluşu ve saadet-i ebediyyeye kavuşmayı bunda buldum
ve bütün nasihatleri hep bunun içinde gördüm. Seçtiğim hadis-i şerifte,
Peygamber efendimiz bir sahabiye buyuruyor ki:
(Dünya için, dünyada
kalacağın kadar çalış! Âhiret için, orada sonsuz kalacağına göre çalış! Allahü
teâlâya, muhtaç olduğun kadar itaat et! Cehenneme dayanabileceğin kadar günah
işle!)”
