Helale ve harama dikkat etmek...
28/09/2025 Pazar Köşe yazarı S.K
Dünyada huzurlu yaşamak, ahirette kurtuluşa ermek, dinimizin emirlerine
uyup helale ve harama çok dikkat etmekle olur.
Helâl lokma ve helal olan işler, kulun dünyasının ve
âhiretinin iyi olmasına, kazancının ve hayatının bereketli ve duasının kabul
olmasına sebep olur, kalbe ferahlık verir. Helal kazançla büyüyen çocuk,
hayırlı evlat olur. Helal kazançla kurulan evde ve işte bereket olur. Haram
yemek, haramla ev ve iş kurmak, buz üzerine bina yapmak gibidir. Her iki
dünyada zarara sebep olur. Haram lokma, kalbi karartır, hasta eder. Haram
işler, insanın kendinden, malından ve evladından bir şekilde çıkar. Nitekim
toplumda bunun çok örnekleri görülmüştür. Haramla meşgul olmanın sonu hep
hüsran olmuştur. Başa gelen bela ve musibetlerde, işlenen haramların
tesiri büyüktür. Ahirette helal malın hesabı, haram malın azabı vardır. Haram
yiyen, gördüklerinden ibret, ibadetlerden tat almaz.
Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu
ki: (Helâl kazanmak her Müslümana farzdır.) [İhya]
Sa’d bin Ebî Vakkâs “radıyallahü anh” dedi
ki: (Yâ Resûlallah “sallallahü aleyhi ve sellem”! Duâ buyur da, Allahü
teâlâ, benim her duâmı kabûl etsin!). Cevabında buyurdular ki, (Duânın kabûl
olması için, helâl lokma ye!) [Taberani]
Yine hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(İbâdet on kısımdır, dokuz kısmı helâl
kazanmaktır.) [Deylemi]
(Helâl kazanmak için yorulup evine dönen kimse,
günahsız olarak yatar. Allahü teâlânın sevdiği kimse olarak kalkar.) [Taberani]
(Çoluk çocuğunun geçimini helalinden temin için
çalışan Allah yolunda cihad eden gibidir.) [Taberani]
Evliyanın büyüklerinden Sehl bin Abdullah Tüsteri
(rahmetullahi aleyh) buyurdu ki:
(Hakiki imana kavuşmak için, dört şey lazımdır:
Bütün farzları edeple yapmak, helâl yemek, görünen ve görünmeyen bütün
haramlardan sakınmak ve bu üçüne, ölünceye kadar devam etmeye sabretmek. Haram
yiyenlerin yedi azâsı, istese de istemese de günah işler. Helâl yiyenlerin
azâsı ibâdet eder. Hayır işlemesi kolay ve tatlı gelir.)
Ecdadımız zamanında aile, esnaf, sanatkâr ve her
meslek sahibi, harama helale çok dikkat ederdi. Mısır seferinde uzun bir
yolculuğa çıkan Osmanlı ordusunun, gelip geçtiği yol üzerindeki bağ ve
bahçelerde bulunan meyvelere asla dokunmadığı, meşhur tarihî bir hadisedir.
Nitekim ordunun başında bulunan Yavuz Sultan Selim Han; “Haram yiyen bir
ordu ile zafer elde edilmez. Eğer askerlerimden bir tanesi sahibinden izinsiz
bir meyve alsaydı, Mısır seferinden vazgeçerdim” demiştir. İşte bu orduya
Sina Çölü'nü geçmek nasip olmuş ve Mısır'ı fethetmiştir.
Herkes helale ve harama dikkat ederse
ailede ve toplumda huzur, mutluluk, güven, bereket ve muvaffakiyet hâsıl olur.
