Müslümânlar​ın Kudüs’e hizmeti...

31/05/2021 Pazartesi Köşe yazarı R.A

Hazret-i Ömer'in Kudüs'ü fethinden sonra, Emevîler devrinde de, Abbâsîler zamanında da, Kudüs’ün îmârına büyük îtinâ gösterildi.

 

Kuds-i şerîf, Müslümânlar tarafından, Hulefâ-i râşidînin ikincisi olan Hazret-i Ömer (radıyallahü anh)in hilâfeti zamanında fethedildi. Aşere-i mübeşşereden Ebû Ubeyde İbnül-Cerrâh'ın (radıyallahü anh) başkumandânlığındaki İslâm ordusu, Bizans İmparatoru Heraklius’un ordularıyla yaptığı muhârebelerde, onları mağlûb edip Şâm, Gazze, Nablus ve Yafa şehirlerini fethettiler.

Amr bin Âs'ın (radıyallahü anh) ordusu ise, Rûm ordusunu perişân edince, Kudüs’ün teslîm edilmesi için haber gönderdi. Ama Kudüs’ün ileri gelenleri, Halîfe’nin bizzât kendisinin gelip temînât vermesi şartıyla, Kudüs’ü teslîm edebileceklerini bildirdiler. İşte bundan dolayı, Hazret-i Ömer (radıyallahü anh), 638 yılında Medine-i münevvereden Kuds-i şerîfe gelerek şehri teslîm aldı.

Kudüs’e ilk yerleşen Müslümânlar Medîneliler oldular. Eshâb-ı kirâmdan Ubâde bin Sâmit (radıyallahü anh) de, Kudüs’ün ilk vâlî ve kâdısı oldu.

İslâmiyetin iyilik ve güzelliği emreden, insanları dünyâ ve âhiret seâdetine kavuşturan bir dîn olduğunu anladılar. En küçük bir zorlama olmadan grup grup İslâmiyeti kabûl ettiler.

Emevî halîfelerinden Abdülmelik bin Mervân, Peygamber Efendimizin Mîrâc’a yükselirken üzerine bastığı ve üzerinde mübârek ayak izi bulunan "Hacer-i muallak=Asılı taş"ın üzerine "Kubbetü's-sahra Câmii"ni yaptırdı. "Mescid-i Aksâ" ve "Dârul-imâre" gibi yapıları ve Kudüs’e giriş kapılarını da tâmîr ettirdi.

İslâmiyet döneminde, 638 (H. 16) senesinde, Hazret-i Ömer'in (radıyallahü anh) Kudüs'ü fethinden sonra, Emevîler devrinde deAbbâsîler zamanında da, Kudüs’ün îmârına büyük îtinâ gösterildi. Abbâsîlerin siyâsî otoriteleri zayıflayınca, Kudüs önce Tûlûnoğulları, daha sonra Fâtımîlerin hâkimiyeti altına girdi. Fâtımîler, Ehl-i Sünnet Müslümânlara zulüm ve işkence yaptıkları gibi Hıristiyân ve Yahûdîlere de işkence yaptılar. Hıristiyânların kiliselerini ve Yahûdîlerin mâbedlerini de yıktılar.

Selçûklular, Fâtımî hâkimiyetine son verdikten sonra, Selçûklu komutanı Atsız, Kudüs’ü 1070 senesinde Fâtımîlerden aldı. Kudüs halkı, Atsız’a başkaldırınca, Atsız burayı tekrâr kuşatıp şehri ele geçirdi. Fakat Atsız, Selçûklu hükümdârı Tutuş tarafından idâm edilerek, Kudüs, bir Türkmen zâbitinin oğlu olan Sukmân’a teslîm edildi.

1096 senesinde, Fâtimî Sultânı El-Müsta’lî, Kudüs’ü ele geçirdiyse de, 15 Temmuz 1099’da Haçlılar istîlâ ettiler. Kudüs’ü yakıp yıktılar. Pekçok Müslümânı kadın, çocuk ve ihtiyâr demeden kılıçtan geçirdiler. Bu arada, "Mescid-i Aksâ"yı yağmalayıp, tepelerine haçlar diktiler. İçerisine heykeller koyarak kiliseye çevirdiler.

Sultân Salâhaddîn-i Eyyûbî, 1187 (H. 583) senesinde, Kudüs’ü Haçlılardan kurtarıp Mescid-i Aksâ’dan haçları ve putları kaldırttı. Eski hâline getirip yeni bir mihrâb yaptırdı. Salâhaddîn-i Eyyûbî, Kudüs halkına çok iyi davrandı. Vergileri indirdiği gibi, haçlıların kilise hâline çevirdikleri câmileri de eski durumlarına getirdi.